HOŞ GELDİNİZ
Hızlı ve güvenli alışverişe giriş yapın!
HENÜZ ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?
Kolayca üye olabilirsiniz.

Rüyalarınızın Anlamı Ne? Rüyalar Hakkında 5 Bilimsel Teori

04-07-2022 12:48
Rüyalarınızın Anlamı Ne? Rüyalar Hakkında 5 Bilimsel Teori

Rüyalar... Uykunun getirdiği ve her birimizin zaman zaman yaşadığı duyusal bir deneyim. Uyku, rüya görmek ve rüyaları çözümleme konusunda atılan ilk adımlar antik metinleri içeren Talmud’a kadar dayandırılabilir. Bu Musevî metinlerde "Her rüya kendinin yorumudur.” ve "Tabir edilmemiş bir rüya okunmamış bir mektuba benzer.” şeklinde geçen iki ifade bu konudaki ilk izah örneklerinden sayılır. Daha sonra Aristoteles ve Augustinus gibi filozoflar, eserlerinde rüya görmek ve rüyalar hakkında uzun uzadıya fikir yürütmüşlerdir.

Uyku ve rüyalar hakkında kısmen bilimsel metodolojiyle gerçekleştirilen ilk çalışmalara örnek olarak Freud ve Jung’un yaklaşımlarını göstermek mümkün. Sigmund Freud rüyaları tanımlarken onları, bastırılmış şuuraltı öğe ve bilinçsiz özlemlerin bir dışavurumu olarak görüyordu. Böylece, derin uyku sırasında görülen rüyalar bilinçaltına giden bir kral yolu olarak görülebilirdi ve psikolojik terapi yolunda kullanılabilirdi. 

Carl Gustav Jung ise rüyaların arketipler aracılığıyla kişinin bilinci ile bilinçdışı arasındaki köprüyü telafi edebilen ve gelecekle ilgili ikazda bulunabilen gizemli bir yapısı olduğunu düşünüyordu. 

Bütün bu yorumların bir kısmı günümüzde kabul görmesine karşın uykunun evreleri ve hangi evrede neden rüya gördüğümüze dair bilimsel çalışmalar henüz yeni yeni serpiliyor demek mümkün. Bilimsel çalışmalar sinirbilimin ani gelişimiyle baş gösterdi diyebiliriz. Peki 21. yüzyılın bilimi, rüyalar hakkında ne söylüyor? Rüyalarımızın anlamı ne? 

Ne Zaman Rüya Görürüz?

Aslında uykunun temel yapısı, hızlı olmayan göz hareketi (NREM: non rapid eye movement) ile hızlı göz hareketi (REM: rapid eye movement) arasında bir konuma sahiptir. Çoğu rüyayı hızlı göz hareketi yani REM esnasında görürüz. Diğer uyku kademelerinde de rüya görebiliriz. Örneğin derin uyku sırasında da düş görülebilir ancak genelde REM sırasında görülen rüyalar daha canlı, soyut ya da fantastik olarak nitelendirilir. Bu açıdan tabir etmeye ve anlamaya çalıştığımız rüyalar da genellikle REM rüyalarıdır diyebiliriz. 

REM evresi, genellikle uykuya daldıktan 60 ila 90 dakika sonra devreye girer. Bu sırada beyin omurilik sapından glisin ismi verilen ve vücudu geçici felce uğratan bir amino asit salgılanır. Bu duruma kısaca REM atonisi denir ve bu hareketsizliğin nedeni yanlış bir eylemde bulunmamamız içindir. Çünkü eğer sadece zihnen uyuyor olup bedenen tüm aktifliğimizi korusaydık, gördüğümüz rüyalardan etkilenip kendimize zarar verecek hareketlerde bulunabilirdik.

Ayrıca rüya görürken beynimizin alt limbik bölgeleriyle prefrontal korteks arasında bir bağlantısızlık oluşur. Beynimizin mantık kurma, üretkenlik, his, akıl yürütme, karar verme ve hafızadan sorumlu bölümleri bir bakıma deaktive olur. Bu da ne zaman ve nasıl rüya gördüğümüze dair güçlü ipuçları verir.

Neden Rüya Görürüz?

Madem öyle, neden rüya görürüz? Rüyaların anlamı ne? Peki rüya görmemizin anlamı ne? Bu soruları hiç düşünmüş müydün? Uyurken düş görmenin evrimsel psikolojiye veya nörobiyolojiye dayanan bir dizi açıklaması vardır. Bu bir kısmı tahmine dayalı açıklamaların bazıları aynı teoride barınır, bazılarıysa kendi başlarına bir teoridir. 


1. Yenilenen Bir Beyin

Hemfikir olunan bir teoriye göre uyumak anıların saklanması, bilginin depolanması ve bilgi kirliliğinin azaltılması konularında etkilidir. Bir çalışmada, 60 ila 90 dakika süren bir REM şekerlemesi yapan katılımcıların öğrenme ve sorun çözme yetisinin o gün içinde uyumayanlara göre belirgin ölçüde daha yüksek olduğu saptanmış. 


2. Artmış Uyanıklık ve Bilişsel Performans

Yapılan ilgi çekici başka bir araştırmada, katılımcılara dijital bir labirentte gezinti yapmaları öğretildi. Katılımcılar iki gruba ayrıldı ve gruplardan biri bir süre kestirdi. Kısa bir şekerleme yapan grup, hiç uyumayanlara göre labirentteki sorunları çözme konusunda daha iyiydi. Şaşırtıcı olansa bu kestirdiği süre zarfında rüya gören katılımcıların, uyumayanlara göre 10 kat daha iyi performans göstermesiydi. Bu bulgular, mümkünse rüya görebildiğimiz yeterli bir uykunun, bilişsel yetimize olan inanılmaz olumlu etkisini gözler önüne seren cinsten.


3. Tehdit Simülasyonu Teorisi

Erich Fromm çok uzun zaman önce, rüyaların gündelik yaşantı fizyolojisinin bir uzantısı olabileceğini iddia etmişti. Buna göre gündelik hayattaki göstergeler ve bedensel ihtiyaçlarımız, rüya sürecine sarkıyordu. Bugün bilime göre bu yorum kısmen doğru olabilir. Zira rüyaların, tehdide açık hâle geldiğimiz uyku sürecinde bizi kendimize getirebilecek görsel bir uyarı sistemi olabileceğinden söz ediliyor. Bu teori aynı zamanda, neden hep veya çoğu zaman mutlu rüyalar görmediğimizin, bunun yerine kâbus gördüğümüzün de bir açıklaması niteliğinde. Ancak tutarlılığına rağmen bu teori, tam anlamıyla kanıtlanmış değil.


4.  Azalmış Depresyon

Rüya görmenin depresif ruh hâli üzerinde olumlu bir etkisinin olmasını tuhaf karşılayabilirsin ancak son veriler buna işaret ediyor. Rüyaların terapist bir yönü var ve kişinin REM evresinde geçirdiği süre ile toplam uyku süresi de bu iyileştirici seansı etkileyen faktörlerden. Zaten düşlerin öğrenmeye ve anıları derleyip toparlamaya olan etkisinin büyük olduğu da bilinen bir gerçek. 


5.  Aktivasyon-Sentez Teorisi

Robert McCarley ve Allan Hobson tarafından ortaya sürülen bu teoriye göre rüya görmek beyindeki bir dizi nöronal ateşleme ve aktivasyonla ilintilidir. Bu bakımdan rüyalar basit ve doğaldır, onların anlamları tamamen öznel sembolizm kaynaklıdır. Yani rüyalarımızın kişisel anlamları vardır. Aktivasyon-Sentez teorisine göre beyindeki bu ani aktivasyon, bedensel geçici felç ile karşı karşıya kalır ve beyin tüm olan biteni anlamlandırmaya çalışır. İşte bu safhada beyin, hafıza sisteminden yararlanır ve rüyalar şekillenmeye başlar. 1988’de Hobson, teoriyi güncelledi ve rüyaların anlamsız olmadığını, mazide kalmış korku, umut, arzu gibi duyguları yansıtabileceğini ifade etti. 


Herby Sleep Tea ile Rahat Bir Uyku

İçeriğinde lavanta, çarkıfelek çiçeği (passiflora), rezene, melisa ve mayıs papatyası gibi rahatlatıcı bitkiler bulunan Herby Sleep Tea’yi henüz denemedin mi? Yumuşacık içimine sakinleştirici bitkiler ile portakal ve böğürtlen yaprağı gibi yoğun aromaların dahil olduğu bu çaya bayılacaksın. Seni hem rahatlatarak uykuya dalmana yardımcı olacak, hem de damak tadına hitap edecek bir bitki çayı için daha fazla bekleme.  

 



Kaynakça

1)  https://www.researchgate.net/publication/319295304_Insights_from_the_Dream_Book_of_the_Babylonian_Talmud_200-500_ce

2)     https://doi.org/10.3389/fpsyg.2018.01553

3)   https://www.psychologytoday.com/us/blog/dreaming-in-the-digital-age/202003/jung-s-theory-dreams-reappraisal-0

4)     https://thesleepcharity.org.uk/information-support/adults/sleep-disorders/vivid-dreams/

5)     https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5329044/

6)     https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1863467/

7)     https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20417102/

8)     https://www.medicalnewstoday.com/articles/297625#night-terrors

9)     https://www.webmd.com/depression/news/20020118/dreams-may-hold-key-to-beating-depression

10)  https://health.clevelandclinic.org/how-are-dreams-related-to-your-health/

11)  https://psychology.fandom.com/wiki/Activation_synthesis_theory

 

Bu sitede bulunan metinler, görseller, öneriler ve diğer materyaller bilgilendirme amaçlıdır ve hiçbiri tıbbi bir tavsiye değildir. Ayrıca bu sitedeki hiçbir içerik profesyonel teşhis ve tedavinin yerini alamaz. Herhangi bir sağlık sorununuz varsa, yeni bir beslenme, diyet programı deneyecekseniz lütfen önce doktorunuza başvurunuz.

Bu sitede yer alan metinlerdeki bilgiler, referansları verilen kaynaklara aittir.

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.